Yapay Zekâya Teslimiyet mi Dönüşüm mü? Dijital Gelecekte İnsan Rolü


Araştırmacılar yapay zekâyı mercek altına aldı. 


Hayatımız ne kadar da kolaylaştı! Markette kasalarda kendi işimizi kendimiz hallediyoruz, bankada her işi cep telefonundan yapmaya yönlendiriliyoruz. Hatta uçağa binerken bile valiz bırakma vs. her şeyi makineler aracılığıyla hızlıca kendimiz yapıyoruz. Sadece bu da değil yapay zekâ (Artificial Intelligence /AI) sayesinde yazılım yapıyor, web sitesi tasarlıyor, anlık dil çevirisi vs. yapıyoruz… Kısacası insan faktörü farklı yöne evriliyor. Makineler aracılığıyla düşünmeden otomatikleşirken birçok kişi de işinden oluyor. Acaba cidden hayatımız kolaylaşıyor mu yoksa teslim mi oluyoruz? Bu dönüşüm karşısında insanların hissettikleri de bir o kadar karmaşık. Peki araştırmalar ne diyor?”

Çoğumuzun kafasında aynı soru: “Yapay zekâ işlerimizi elimizden alacak mı, hatta insanlığın varlığını tehdit edecek mi?” bu sorulara yanıt arayan araştırmalardan biri, Zürih Üniversitesi’nde (University of Zurich /UZH) yapıldı. Dikkat çekici bulgular sunan araştırma, insanların hayatta kalmaktan çok işlerini kaybetmekten korktuğunu ortaya koyuyor. 

Gelin biraz araştırmanın detaylarına inelim. Araştırma, katılımcıların soyut senaryolar ile belirli somut sorunlar arasında net ayrımlar yaptığını ve özellikle ikincisini çok ciddiye aldığını gözler önüne seriyor.  

Bununla beraber yaygın bir algı, AI'nın insanlığın hayatta kalmasını potansiyel olarak tehdit etmesi gibi teorik uzun vadeli riskleri vurguluyor. Başka bir yaygın bakış açısı, AI sistemlerinin toplumsal önyargıları nasıl artırdığı veya yanlış bilgiye nasıl katkıda bulunduğu gibi acil endişelere odaklanıyor. 

Bazıları, dramatik "varoluşsal riskleri" vurgulamanın, AI'nın bugün zaten neden olduğu daha acil gerçek mevcut sorunlardan dikkati dağıtabileceğinden korkuyor.

UZH Siyaset Bilimi Bölümü'nden Prof. Fabrizio Gilardi, "Bulgularımız, katılımcıların AI'nın oluşturduğu mevcut riskler konusunda gelecekteki olası felaketlerden çok daha fazla endişe duyduklarını gösteriyor" diyor. Ancak çalışma, insanların teorik tehlikeler ile belirli somut sorunlar arasında ayrım yapabildiğini ve her ikisini de ciddiye aldığını da ortaya koyuyor. 

Diğer yandan çalışma, insanların kıyamet uyarılarıyla karşı karşıya kaldıklarında bile gerçek mevcut tehditlere ilişkin farkındalığın devam ettiğini gösteren sistematik veriler sunan ilk çalışma özelliği ile de ön plana çıkıyor. 

Gelecek günler neler gösterecek bilinmez ama yapay zekânın hızla geliştiği günümüzde bu tarz çalışmaların yanı sıra yaşadıklarımızı da göz önüne alırsak “olmaz” dediğimiz şeylerin beklenenden çok daha kısa sürede gerçekleştiğine, hatta bazı bilim kurgu senaryolarının hayata geçtiğine tanık oluyoruz.

Sıcak suya atılan kurbağa ile ilgili anekdotu bilirsiniz, hani bir kurbağa vardır, sıcak suya atılırsa can havliyle birden sudan sıçrar ve kaçar ancak soğuk suya konulup yavaşça ısıtıldığında neler olduğunu fark edemeyip yavaşça kaynayarak ölür. 

Uzun lafın kısası, bazen iyi gibi görünen şeyler uzun vadede bizim için zararlı olabilir. Yeniliklere sırtımızı dönmeden, onlara tamamen teslim olmadan, bilinçli ve sorumlu bir şekilde yaklaşmak önemli. Yapay zekâdan kaçmak mümkün değil; mesele, ona körü körüne teslim olmak mı yoksa onu bilinçli bir şekilde yönlendirmek mi?"


Yorum Gönder

0 Yorumlar