Sosyal medyadan kaçmanın neredeyse imkânsız olduğu günümüzde, birçok konuda farklı fikirlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bazen yaşadıklarımızı da sorguluyoruz.
Malumunuz dün İspanya ve Portekiz başta olmak üzere Iber Yarımadası genelinde hayatı durma noktasına getiren büyük bir elektrik kesintisi yaşandı. Öyle ki kesinti Andorra ve güney Fransa'nın bazı bölgelerini de etkiledi.
Aslında benzer bir senaryoyu Türkiye de yıllar önce yaşadı. Dün yaşananların provasını Türkiye, yaklaşık 10 yıl önce deneyimledi. 81 ilin 80’ini etkileyen ve yaklaşık dokuz saat süren kesintiden sonra olayın siber saldırı mı yoksa sabotaj mı olduğu tartışıldı. Ancak resmî açıklamalar, kesintinin teknik nedenlerden kaynaklandığını belirtti. Bugünse durum farklı: Komplo teorileri artık çok daha hızlı yayılıyor. Büyük çaplı bir kesinti yaşandığında, anında “Büyük Sıfırlama” (Great Reset), “siber saldırı” ya da “Simpsons kehaneti” gibi başlıklar sosyal medya akışını kaplıyor.
Peki bu defa ne oldu?
Toplu taşımayı durma noktasına getiren, trafik ışıklarını devre dışı bırakan ve mobil ağları etkileyen bu kesintiyle ilgili ilk açıklamalar, sorunun hava koşulları ve Fransa’dan gelen enerji hatlarındaki yangın nedeniyle yaşandığı yönündeydi. Ancak OHAL ilan eden İspanya’nın Meteoroloji Ajansı (AEMET), 28 Nisan’da olağan dışı bir hava olayı ya da sıcaklık değişimibi tespit etmediklerini duyurdu.
Diğer yandan Portekiz’in elektrik şebekesi operatörü REN ise kesintinin siber saldırı kaynaklı olduğuna dair herhangi bir bulgu olmadığını açıkladı.
Gelecekteki savaşların biyoteknoloji, yapay zekâ ve dijital altyapı üzerinden yürütüleceği öngörülürken, bu kesinti bir uyarı mıydı? Şu an sınırlı sayıda ülkeyi etkileyen bu durum, bir gün tüm dünyada aynı anda yaşanırsa ne olur? Düşünsenize, uçaktasınız ve kontrol pilotta değil ya da elektrikli arabanızdasınız ama direksiyonun kontrolü sizde değil...
Dünkü kesintiye istinaden değerlendirmede bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar halihazırda bu sıkıntıdan Türkiye’nin etkilenmediğini ancak bunun Avrupa sistemine bağlı olan Türkiye’yi de etkileyecek bir sıkıntı olduğunu söyledi.
AB Komisyonu'nun 26 Mart 2025’te yayımladığı “Hazırlık Stratejisi”, vatandaşların kriz anlarında ilk 72 saati kendi başlarına geçirebilmesi için acil durum kitleri (gıda, nakit para, el feneri gibi vs.) hazırlamalarını öneriyordu. İlginçtir ki bu uyarıdan yalnızca bir ay sonra bazı ülkelerde (İspanya, Portekiz) bu kitlere gerçekten ihtiyaç duyuldu. Elektriğin kesildiği, kartlı ödeme sistemlerinin çöktüğü bir ortamda, en basit ihtiyaçlar bile lüks hâline geldi.
Sonuç ortada; Kimine göre siber saldırı kimine göre “Büyük Sıfırlama” kimine göre sadece bir tesadüf. Sebep ne olursa olsun, bu kesinti dijitalleşen dünyamızın ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Komplo teorilerinden önce, asıl şu soruyu sormalıyız: Kriz anında ne kadar hazırlıklıyız? Çünkü bir sonraki kesinti, sadece ışıkları değil, hayatın tamamını karartabilir.
1 Yorumlar
Kaleminize Sağlık 🙌
YanıtlaSilYorum Ekleyin...